Salı, Şubat 28, 2012

el şeklinde sabunluk

bir kaç gündür organ nakli, daha doğrusu uzuv nakli mevzuları ülkenin gündeminde.. allah günah yazmasın ne zaman "el nakli" deseler aklım benim zamanında banyolarımızı süsleyen aparatlara gidiyor..

el şeklinde sabunluklar!!


turkiyenin diger illerini bilemeyecegim ama izmirde doksanlarin baslarinda pek bir populer olan bir hadise vardi. pazarlarda falan 3 kuruş paraya satılırdı. o zamanlar annemin elinden tutup pazara giden (kimi zaman annem diye baska kadinin elinden tutup baska insanlarin evine giden) bir insan oldugumdan fiyatini biliyorum. oyle cok pahali degildi eminim. en azindan 2 kilo patlican almayip bunu alabilirdin. bu dedigim sey kadin eli seklinde olan altinda miknatis bulunduran,ve sabuna takilan metal bir aparatla sabunun miknatisa yapismasini saglayan bir düzenek.. (miknatislarin birisi torbanin icinde serbest salinirdi.. sabuna yapistirmak icin)

acik konusayim hastasiydim o elin..mukemmeldi yahu..tirnaklari kirmizi ojeli bu kadin eli,yuzunden kucuk bunyem suya sabuna duskun olmustu .. her ellerimi yikamadan sonra sanki valse kaldirirmis gibi opuyordum bu eli.. bir dük oluyordum, kontes oluyordum "matmazel, vu le vu danse avek mua" diyordum kendi kafamda, güzel ve cirkindeki cirkin'in centilmenligine sahiptim.. ama sonra ne oldu? yaklasik bir sene sonra ayni elin farkli modelleri cikti..farkli model dedidigim yuzuk parmaginda alyans olan modelleri.. yukarda resmi var..

cocuk olan ben belki hayatinda ki ilk kaybedisini tadiyordum ..evlenmisti mukemmel el..hem de baskasiyla...

orospu...

ama şimdi düşünüyorum da.. bu elleri böyle monte etseler birisine.. direkt basarim nikahi.. hoop yüzüklü olan elle değiştiririz eli.. ne güzel, ne kutlu ellerdi onlar..

Salı, Şubat 14, 2012

İkimiz bir gömlekte yakası dar olaydı

http://m.friendfeed-media.com/1cf58abff09b6ac6e95a3e3e639a5d6266461fae




28 bahar gördü bu garip kulunuz. hadi bunların 15'inin saçma sapan geçtiğini var sayalım gayet 13 ünde yalnızlığın ne demek olduğunu biliyordum. ve bu 13 senede bir kez olsun, ama bir kez olsun 14 şubat'a "sevgilim" diyebileceğim birisiyle girmemiştim.

ama işte bu sene olay bambaşka gelişti.. başta "aman yıl başında-yaş günümde akabinde sevgililer gününde sevgilim" olsun parolasiyla hazirlanmamistim kış sezonuna, hatta woody allen'ı kıskandıracak bir karamsarlıkta olduğum için "bu vakitten sonra 13 kediyle aynı evi paylaşıp, birbirimize yarenlik edeceğiz" diye düşünmeye bile başlamıştım..

ama sonra bir şey oldu.. muhtemelen ben evliya çelebi gibi "şefaat ya resullulah" ın kazaran "seyahat ya resullulah" olarak algılanması gibi "cimbom ya resullulah" derken başka bir şey anlaşıldı o ve ben çok mutlu oldum tam da tüm sene-i devriyeler zamanında..


sonra günler geçti, haftalar, aylar geçti tak 13 şubat'a geldik.. o an farkettim "eğer" dedim "eğer biraz daha kendimden ayriltmazsam" yani "ben ki aslında kendi kendimin en büyük düşmanıyım" dedim, "işte o vakit" dedim "14 şubat'a sevgilimle giricem"

o vakitten sonra her adımımı dikkatli attım.. sanki denizden tam çıkarken kıyıdan birisi "birader orada deniz kestanesi var aman dikkat" demiş gibi dikkat ettim bastığım yere.. risk almadım, sert mudahalelerde bulunmadım, sorulan sorulara "hayatım sen daha iyi bilirsin" diye yaklaştım ve son 6 saatte direkt sustum..

ve sonunda başardım..

şaka bir yana, birisiyle bir olmak, onunla kavgalarınızın hep "onsuz olamamak" üzerine kurulu olması, "ben" kelimesinden cok "biz" kelimesini tercih etmek mükemmel bir şey.. daha önce yaşamadım mı bunlari evet değişik şekillerde, değişik modullerde yaşandı.. ama modern zamanlarda ilk defa oluyor.. bir çeşit aşk depremi gibi. daha oncelerde de kaydadeger sarsıntılar olmuştu, ama ilk defa bu kadar etraflıca inceleniyor, farkediliyor "oha daha önce böyle bir şey olmamış olabilir" deniyor..

herkesin geçmiş sevgililer günü kutlu olsun.. ve hiç aramayın.. çünkü çoğu zaman hayat en istemediğiniz, en hazır olmadığınız zamanda çıkartıyor önünüze güzel işleri..

Cuma, Şubat 03, 2012

insan dediğin üzmeye kurulu bir saatli bombadır..



bugun bir arkadaşımın başına vahim bir kaza geldiği haberini aldım. geldi mi üstüste gelir derler ya.. kendisini 2 senedir ancak tanıyorum ama gönül işte yıllara bakmadan seviveriyor.. resmen günüm mahvoldu, elem içinde sürüklendim.. bir sekilde dünyada günde milyonlarca insan ölürken bir sekilde bunun zerre kilimi kipirdatmamasinin yaninda sadece bir iki senedir ancak tanıdığım bir insana boyle üzülebilmek ve bir sekilde kollektif arkadaş hüznünden nasiplenmenin tanrinin bize attigi büyük bir kazik oldugunu dusunuyorum.. (ev yapimi felsefik soylemler aslen bunlar.. bir emre kongar ayarinda olmadigimiz icin 3. kisilerin bunlari ciddiye almasini komik bile bulabilirim.. buraya kadar okuduysaniz bundan sonrasinin tamamen mental buhran oldugunu farketmelisiniz)

bunu da makro olarak ele aldigimizda hayatimiza bir sekilde giren herkesin sevsek veya sevmesek ki sevsek daha büyük bombalara donusuyorlar ilerde bir gün bir sekilde üzülmemize neden olan yaratiklara donusmeleri ciddi anlamda tanrinin bir kazigi..

istemiyorum ben arkadasim. bana lego versinler playstation versinler kendimi eyleyeyim kendim gitar calip soyleyeyim ben istemiyorum atila ilhan öldügünde üzülmek, şu dizilerde oynayip kanser olan kadın'a goz yasartmak, sevgilimle bişi olucak diye korkmak.. ne kadar sacma..

ama işte muhtemelen mitolojik olarak aciklanmis bir lanetle birileri ile tanisma ve onlari sevmek ile lanetlenmis insanlariz.

hatta olasılıkla şöyledir hadise; apollon bir tane yari tanricaya cakmistir..(kabul bu biraz terbiye fukarasi bir anlatım oldu) yani güzeller güzeli bir dere perisidir bu kiz mesela. büyük menderes'in perisi.. fakat gel gör ki bir coban o derenin yaninda koyunlarini otlatirken periyi gorur.. peri tam banyo yaparken.. (evet evet tam boyle..) gordukleri karsisinda erekte olan coban badakligin verdigi gazla asik olur.. gider kizin yanina muhabbet falan derken iyiden iyiye asik olur.. sonra kara vicdanlı bir arkadas gidip hemen apollona bu olayi jurnaller.. apollon da cobani bulup "bundan sonra kim ile karsilasirsan, kim senin icin özel bir seyler ifade ederse eninde sonunda seni üzsün" diye lanetler insanligi..

mükemmel mitoloji uydururum imkan verilse..