Pazar, Ağustos 08, 2010

haftanın şarkısı #55 Diego Torres - La Ultima Noche (MTV Unpluged)




şarap üreticilerin uydurduğu dandik bir olay var; bir sene içinde gelişen tüm yağmurlar, tüm rüzgarlar, güneşin önünden tüm geçen bulutlar üzümlere başka bir zamanda olamayacak özellikler katar. Ve o yüzdendir ki her yılın her mevsimin üzümleri bambaşka tattadır. Anasını satayım sanki üzüm o sene aldığı güneşten ötürü "bu sene ben avakado tadı vereceğim" dermiş gibi konuşur bu gustalar. "1997'nin üzümleri apayrıydı" der birisi, ötekisi "72 senesi gibi bağ bozumu görmedim" diyiverir.. Palavra..

Ama insanların yılları olduğu doğru. Hiç bir yaz birbirine benzemiyor. Aynı yerde, aynı şekilde geçirilmiş olsun, yine de beşi birbirine benzemez bir ömrümüz var. Bu yaz da benim için öyle. Yaz aşkı da değil bu. Zira insan yaz aşkında yaza, o yazı eşsiz kılan şeylere aşık olur. Yani bir üzüm'ün güneşe, rüzgara, yağmura aşık olmasıdır bir insana duyulan yaz aşkı. Yaz bitince, o insanın şekillendireceği bir yaz kalmayınca da kendiliğinden çözülüverir.. Sonbahar'a kalamaz yaz aşkları.

Ama işte bendeki farklı. Mutluyum.. Ve gecenin serinliği inerken üzerime, bu şarkıyı dinlemekten öyle çok haz alıyorum ki. Seneler önce çıkan bir "Diego Torres" şarkısı. "La Ultima Noche / Son gece" dese de şarkının içindeki bir söz dağlıyor kalbimi: "los besos que me ha dado por amor pueden alcanzar para curar mi pobre corazón / inaniyorum ki, bana aşkla verdiğin öpücükleri hayal etmek, benim zavalli kalbimi tamir etmeye yetecek.." Hem de MTV Unpluged yorumunu esirgemiyorum sizden. İyi pazarlar.