Pazar, Haziran 21, 2009

babalar günü





1957 yilinda dogdu benimkisi.. yarim asirlik bir baba yani.. izmirin kahramanlar'inda.. o zamanlar daha izmir 100 bin kişi var yok. kahramanlar da fuarin hemen yani. aile evinde kaliyorlar. 4 aile birlikte. 2 dayi bir teyze.. sonra yikiliyor o ev.. alsancak stadinin arkasindan bir yerlerden ev buluyorlar. 6 yasinda izmirde tek tük kalan bir rum aile istiyor kendisini. "sizin 4 cocugunuz var cetin i bize verin biz büyütelim" diyorlar. rum aile zengin, rum aile izmirin sayili ailelerinden.. vermiyor sonralari "hoca hüseyin" denecek dedem ikinci oglunu.. dede garip insan.. mücessem diye basliyor cocuklara bir kizla.. sonrasinda metin.. kafiye olsun diyor 2 sene sonra, cetin koyuyor ücüncü cocugun ismini.. bi iki sene daha geciyor, attila koyuyor son cocugun ismini..

kahramanlar ilkokuluna gidip dört kere bitlenince sacli basladigi okulu kel bitiriyor..

çetin atakan.. ne abisi gibi kurnaz, ne kardesi gibi tembel, en cok calisani o oluyor ailenin.. 11 yasinda, ilkokulu henüz bitirmisken, yaz tatilinde babasi kemeraltina goturuyor.. bi kuyumcunun yanina veriyor "eti senin kemigi benim" diyor.. kemeralti o zamanlar baligi bol, giysisi bol, baharati bol bir carsi.. kemeralti o zamanlar karsiyakadan gelen güzel kizlarin dolastigi bir yer.. para tatli geliyor sanirim.. birakiyor babam okulu. hem de deri kemere ragmen birakiyor..

kuyumcu yaninda durmak güzel tabi. ama borclardan midir, baska seyden midir bilinmez, intihar ediyor ermeni kuyumcu.. hayatindaki bu gayri müslim yogunluguna nispetle bir ramazan günü kadifekaledeki topa bakarken, bir motorsiklet altinda kaliyor.. kafasinin arkasinda ömrünün sonuna kadar tasiyacagi, cocugunun da bi bokmus gibi, aynisindan yapmak icin kafasini yaracagi bir iz birakiyor bu kaza (kücükken apayri salaktim)

bir italyan filmi samimiyetinde geciyor o siralar.. cebi yirtik pardüsüyü giyip "abi cebim aldigi kadar portakal alabilir miyim?" diyip pardusunun astarina portakal doldurmalar, fuar'dan tavus kuşu calip yemeler, akdeniz oyunlarinda, ataturk stadinda promosyonlu kolalari, acip oyle musteriye verip, bedava kola cikan kapaklarla kola alip, yine satmalar.. falanlar filanlar..

18 olunca askere gidiyor.. önce ankara mamak sonrasinda konya.. "cumhurbaskani karsilama bandosu" gibi bir seye.. trompetci olarak.. "calar misin" diyorlar "calarim" diyor.. babasi ölüyor o zaman.. ve yillar sonra 8 yasindaki cocugunun "özlüyor musun onu" sorusunu "bazen cok özlüyorum, ama cogunlukta sen varsin.. gözleriniz benziyor" diye yanitliyor..

askerden döner dönmez şark sanayide işe basliyor.. pamuklarin ipliklerin arasinda.. şark sanayinin bir de amator takimi var.. orada defansta oynuyor "bi macta cok güzel bi gol attim.. zaten mac 9-2 bitti" diyor yillar sonra.. bir yandan da boksorluk yapiyor..yillar sonra bir kavga sirasinda, kapiyi yumrukla kirmasinin nedenidir bu..her neyse..yakisikli cok.. ama tüm amcalar yakisikli.. mahallede kizlarin laf attigi bir aile.. üc kardesin ücüne de.. sirim gibi delikanli.. yakisikli, zarif, yigit suvari..

türk ordusu kıbrısa cıkarken, 1974 yilinda tuborgda calismaya basliyor.. orada tanisiyor haticesiyle.. kasalari indirip bindirirken, ogleden sonra sarhos olurken fabrikaya hatçesini gormek icin gider oluyor.. ayni da servisteler. evlerin arasi yürümeyle 45 dakika.. 1 senede nişan hemen.. sonra patlamis misir yapilip, gidilen evler.. yolda yenilerek biten patlamis misirlar.. borc harc bir dügün yapiliyor.. "mersinlide oturmak istemiyorum" diyor hatice.. hop izmirin öte yakasina bahcelievlere gidiliyor.. bahcelievler o zamanlar corak.. bir tane apartman var ondan da daireyi güc bela aliyorlar.. sabahlara kadar calisiliyor o zaman. mesai dediklerinde bu ikisi atliyor hemen..

sonra yasar holding yeni fabrika aciyor.. pinar ete geciliyor.. soguk hava deposunda calismaya basliyor.. biyiklarini islatip, soguk havaya girerken kapiyor ilk romatizmalarini.. ve sonra alim satim bölümü.. üzerinden hic cikmayacak baharat, kimyon kokusuna neden olan bölüm.. ne zaman bi aktara gitsem duydugum baba kokusunun mumessili..

bir cocuk yapiyorlar.. yil 1981.. ülkenin degerleri darbe ile calkalanirken, cetin'in evliligi ölü dogan kizi ile dalgalaniyor.. 3 sene bekliyorlar tek ve hasta evlatlari icin.. hatice'nin genlerinde bi yamukluk var ki cocugu hemofili oluyor. ama izmirli canim bunlar, biliyorlar ne nedir ne degildir.. yil 1984.. deri kahverengi bir ceketi var artik..

"yildizlar cok uzak mi baba" diye soruyor oglu, calismak zorunda olduklari icin, hafta icinde ogluna bakan, hatice'nin halasina oglani biraktigi yolculuklardan birisinde.. her zaman bir cevabi var.. belki yanlis, ama herseyi biliyor işte.. "deniz altilar nasil yüzüyor" diye sorabiliyor ufak velet bazen, "ucamadiklarindan" diye cevap verebiliyor. evet gercekten öyle.. yanlis diyen?

1989 yilinda galatasaray yari finale ciktiginda, ikinci maci izmirde oynuyor.. galatasaray steau bukres.. 5 yasindaki ugur'ya yaninda goturuyor.. ceketinin icine saklayarak.. o güne kadar altinordulu, o güne kadar altayli cetin.. oglu "ama yendik baba niye yenemedik?" dediginde galatasarayli oluyor..

sokakta kosecki olan oglu bi tarafini yakmasin diye kulagindan tutarak eve goturuyor onu.. "senden nefret ediyorum baba" lafini orada duyuyor ilk "istedigin kadar nefret et benim canim seninkinden daha cok yaniyor hastanede biraktigimizda seni" diyor.. hakli aslinda. ama anlamiyor ugur o yaslarda..

sunnette bir tabanca aliyor cocuguna.. altigi tek dandik oyuncak sanirim. onu da zaten kendisi oynarken kiriyor.. yaptigi en büyük ayip. cok sevmistim o tabancayi..

kullanilmis bi araba alacagi gunun aksaminda uyuyamiyor heyecandan.. hayatinda kendisine aldigi en büyük sey bu. tamamen kendisine aldigi.. hatice arabayi hurdaya cikartiyor 1 sene sonra.. "siktir et saglam kaldin ya sen" diyor.. ki gercekten oyle düsünüyor..

5 sene arayla ayriliyorlar pinar etten. haticesi ve o.. mahallede ilk "inter star" yayinini gosteren adam emekli oluyor yasi 42 iken.. sonra biraz evde oturuyor ama dayanamiyor. yeni bir is buluyor.. cocuguna ogle arasinda ticketlarla doner alabildigi, arabasi olan bir iş.. cocugu bu sirada ergenlige giriyor asik oluyor. telefon faturalari inanilmaz gelmeye basliyor.. tek ve son kez kavga ediyorlar o sirada..

yil 2002 oluyor.. secimler son derece genel bir sekilde yapilirken, secimden bir gün sonra kalp krizi geciriyor.. 5 kasim 2002.. 6 kasimdaki fenerbahce macinda yogun bakimdan radyo actiriyor.. 3. gole kadar sabredip sonrasinda radyoyu kapattirabiliyor.. gittigini düsünüyor insan.. bittigini her seyin.. ama yilmior o.. 1 ay sonra sapasaglam geri donuyor.. birakiyor işini 2 metrelik devasa bahcede domates ekiyor.. ev degisiyor, yeni bi araba aliniyor ama 2007 olunca kol tekrar agriyor.. bypas diyor doktorlar "ok" diyor.. babam ve oglumu izleyip, gelip cocugunun sacini koklayip giden adam bypass a sadece "ok" diyebiliyor..

oluyor ve sapasaglam geri donuyor. hem de daha bi komik olarak. endisesiz.. simdi de mesela icerde yaprak dökümünü izliyor..

babam benim.. kücükken olacak o kadar i izlerken, esprilere o gülüyor mu diye gozumun kenarindan baktigim adam.. babam.. uydu antenini eliyle ayarlayip "oldu mu uur" diye bagiran adam.. hayatimda yaptigim herseyi o gurur duysun diye yaptigim adam..