Pazartesi, Aralık 08, 2008

7 aralık 2008 ankaragücü galatasaray maçı


galatasaray taraftari bir kısım koyunun dünya gözüyle son kez takimlarini izledikleri bir kurban bayrami arifesinde (hissiyatli oluyor dimi böyle diyince) analari, babaları yarın kesilecek kuzucuklarin, kücük buzagilarin yaşli gözlerle meleşerek izledikleri, soguk mu soguk bir ankara gecesinde, ankara'nin en büyük hali sahasinda oynanan, ve 3-0 konuk ekibin üstünlügü ile biten musabakadir.. kuzucuklar ölmez!!

maçtan evvel insanlar berberlere akin etmisler, "bilader 1.5 sattir sira bekliyorum" diyip berberlerle munakasaya giriliyor "abicim goruyorsun kücük durmuor traşta bitsin alicam, sen de son günü beklemeyeydin traş için" cevaplari havada ucuyordu.. hayvan pazarlari bir yandan "vallahi bu sene hiç satiş olmadi. ben erzurumdan geliyorum, bu yil hiç satiş yok" sesleri ile calkalanirken, skibbe, kewell, baroş gibi yabancilar olaya apayri sasiyorlardi.. cumartesi günü skibbe kendisini gençler birligi maçına atmış, futbolcular da karumda piyasa yapmislardi..

her neyse.. hayat garip bir oluşum. aynı olayları iki farkli sekilde gorebiliyorsunuz.. mesela cansu dereyi inanilmaz bir manken, acaip güzel bir kadin olarak nitelendirebilirsiniz.. hatta marilyn monroe'nun siyah sacli olup gogussuz olani bile diyebilirsiniz.. ya da rol kesemeyen, kötü bir oyuncudur.. aynı şekilde bu maçı da böyle nitelendirebilirsiniz.. galatasaray'in ruhsuz oynadigi, 5 dakikada sansina goller atip kazandigi maç, veyahut ilk yarida rakibi yorup ikinci yarida istedigini alacak kadar akilli bir oyun sergiledigi maç olarak..

maç bir şekilde başliyor, ve ankaragücü seyircisi cemal aydin'in istifasini istiyordu.. o sirada "arkadaslar çökelim bi, cocugu getirdik göremiyor maçı daha başında" diyen bir gence "sensin orospu çocuğu" diye çıkışılıyor, ankaragücü tribunleri birden karisiyordu. olaya güvenlik gücleri mudahale ederken, "ne olmuş ya?" diye olaya odaklanan bir grup taraftara olay, "araya besiktasli taraftar karismis, hepiniz orospu cocugusunuz demis" seklinde anlatiliyordu..

iki takim da bir "bas bas baaaas" sistemi ile oynuyor, "arkadaslar fevri oynamayalim pas atalim" diyen ilk takim galatasaray oluyordu.. kimin nerede oynadigi cok belli degildi bu dakikalarda.. bir sskdan emekliligine 300 gün kalmis olan, "300 günüm dolsun birakirim abi ne oynicam" diyen ankaragücü tolga'nin bir de servetle meira'nin yeri belliydi.. yoksa barış falan ne yapiyor hiç belli degildi.. el yasa yeni sac modelini millete gostermek icin her topa kafa atmaya calisiyor, baroş "top gelse de gol atsam" diye etrafa bakinip futbol namina bir şey yapmiyordu.. derkan 35 gibi gökhan inanilmaz bir şutu yaradana siginip çaktı.. topa öyle vuruyordu ki direğe çarpan topun sesi anitkabirde atayi ziyaret edenlerin kulagina kadar gidiyordu.. top direğe çarpmıştı ve de sanctis üstüne gelen toptan "aman" diyerek egilerek kaciyordu.. mazallah egilmese top kendisine carpip kaleye gidebilirdi.. giderdi de.. ama işte carpmiyordu..

ilk yarinin tek heyecanli pozisyonu böyle şekillenmişti. ve takimlar "hocam temiz su kovasindaki su kirlenmiş degistirmeye gidebilir miyiz?" diyerek soyunma odalarina kacmislardi.. (de sanctis diyince lise günlerim aklima geliyor da.. o saclar o sakallar hey yavrum hey)

soyunma odalarinda sigaralar iciliyor bir yandan da "mehmet yilmaz gecen sene ankarasporda degil miydi biladerim ya?" geyikleri dönüyordu.. 15 dakika sonra 19 mayis stadinin soyunma odalarinda "9. senfoni" caliyor takimlara teneffüsün bittigi böylelikle hatirlatiliyordu..

galatasarayin o dakikalara kadar gol atmaya niyeti yoktu ki lincoln birden vitesi büyülttü "ter atalim arkadas biraz" diyerek takimi atesliyor "hadi pas pas" diyerek veriyordu gazi. 55 gibi sakatlanan barisin yerine aydin giriyordu. aydin da arkadan "tek top tek top" diye stratejiyi belirliyordu. egitimli gözler golun gelecegini biliyorlardi ama 2005 deki gibi bir liverpool sistemi ile gollerin gelecegini bilmiyorlardi.. yurt genelinde tam olarak 174 kisi oyunun sıkıcılıgı neticesinde tuvalete girmis, ve donduklerinde maç 3 lincoln asisti 2 baros bir kewell golu ile 3-0 olmustu.. kewell ceza yayının sol tarafindan doksana cakmis, baroş ise cok net beleşci golleri atmisti.. lakin yine de savunmadan once topa dokunmayi biliyordu arkadas. bir tanju degildi belki ama alenen bir selcuk yula stiline sahipti..

hülasa galatasaray uzun bir aradan sonra ilk kez deplasmanda galip geliyor, oynadigi futbolla da istediginde mükemmel işler yapabilecegini gosteriyordu. yeter ki vitesi yükseltecek birisi olsun.. ha bir de mehmet topal'da ayna sendromu oldugunu belirtmeliyim. takim kötü oynarken kötü oynayan, iyi oynadimiydi iyi oynayan bi yapiya sahip.. al ko kendisini tokatspor'a tokatspor'a layik bir ön libero olsun, git koy brezilya milli takimina bir cafu olsun.. oh bebegim..


bu arada eklemek istiyorum ki, kewell'in çekip serkan'in burnunu düzleştiren şutu, lincoln'un rakiple dalga gecer gibi topukla vurup serkan'a "bilader elinden kacirma bi daha" demesi, de sanctis'in son dakikalardaki kurtarislari bu mac hakkinda aklimizda kalabilir.. ama gerek yok bence. ileride daha sahane maclar var onlari aklimizda tutarız..